SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

ZEKAT BAHSİ

<< 1657 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ عَاصِمِ بْنِ أَبِي النَّجُودِ عَنْ شَقِيقٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ كُنَّا نَعُدُّ الْمَاعُونَ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَوَرَ الدَّلْوِ وَالْقِدْرِ

 

Abdullah (b. Mes'ûd)'dan; demiştir ki:

 

Resûlullah (s.a.v.) zamanında mâûnu, kova ve tencerenin ödünç olarak verilmesi sayardık.

 

 

İzah:

Sadece Ebû Dâvûd rivayet etmiştir.

 

Mâûn kelimesinden “Mâûnu  esirgerler"[Mâûn  7.] âyetindeki "el-mâûn" kelimesi kast edilmiştir. Mâ-

 

ûn, örfen ödünç olarak verilen tencere, keser, balta ve kova gibi ev işlerin­de kullanılan eşyanın adıdır.

 

îkrime'den rivayet edildiğine göre mâûn'un başı, malın zekâtı, aşağısı da elek, kova ve iğnedir.

 

Zemahşerî Keşşaf adlı tefsirinde der ki: "Bu eşyanın ihtiyaç anında ödünç olarak istenip de verilmemesi sakıncalı ve şahsiyeti zedeleyicidir."[Keşşâf. IV, 806.] Bu hadiste yardımlaşma teşvik edilmiş, cimrilik zemmedilmiştir.